İlk beyitte “kaffâ” kelimesi ile anlatılmak istenen aslında sevgiliden aşırı etkilenilmesi ve ona karşı sarf edilmiş hiçbir kötü söze dayanamama durumudur. Yani mevzubahis aşkın gözleri kör ettiğinden bahsedilir.
İlk beyitte “mukaffâ” kelimesi, Divan edebiyatında gazel türünde sıkça görülen beyiti aa şeklinde, dizeler arası kafiyeleme düzenidir. Pektabi burada da bu kafiye düzenine gönderme yapılıyor ancak asıl vurgu sevgilinin teninin yazara özel, yazara has olması.
İkinci beyitte “Tanrı boyunu birde atmış” sözüyle anlatılmak istenen aslında sevgilinin boyunun 1.60 olmasıdır.
İkinci beyitte “ortanca” sözcüğü kızın belini imgelerken ısınmam için daraltmış sözlerinin de aynı noktayı nitelediğini görüyoruz. Nitekim bu sözler aslında basit bir termodinamik yasasından ortaya çıkmakta. En basit tanım ve örneği çay bardaklarında görülebilir. Isı hiperbolik bir yapıda olan bardağın ağzından yayılırken dar olan bölge yayılım hızını azaltır. Fenomenler dünyasından bahsedilse de anlamlar arası ilişki sembollerle kurulmuş, edebi kaygıdan uzaklaşılmamış.
Üçüncü beyitte “bir de baktım ki uzûn sütun altmış “ sözüyle nitelenen uzun sütun aslında kızın bacaklarıdır. Kızın bacaklarına methiye dizilmekte.
Dördüncü beyitte “Asma desen saçı değil” sözüyle anlatılan basitçe asma dallarının uzun ve düz uzanmasıdır ayrıca anlatılan kızın saçlarının kıvırcık olduğu beyitin ikinci dizesinde “dolamaç” sözüyle nitelendirilmiş.
Beşinci beyitte “doğal giysi” ile imgelenen kızın derisidir, ten renginin beyaz olduğu tasvir edilmiş. İkinci dizede ise yaz güneşinin sevgilinin tenini bronzlaştıracağından ötürü serzenişte bulunulmuştur.
Altıncı dizede sevgiliyi seven, beğenen rakipler olduğundan bahsedilmiş. Onların yoğun olduğunu vurgulamak amacıyla da “Sazlığa benzer, sıkça” tasviri kullanılmış.
Yedinci beyitte “Gözüm biraz karamsar yâr” ile anlatılan yazarın gözlerinin siyah renkte olduğu aynı zamanda gözünün sadece sevgiliyi gördüğünü hem karamsar sözcüğü hem de “Peygamber sana bakmazdı, o Allâh’a aşıktı” sözüyle anlattığını görmekteyiz.
Sekizinci beyitte “Benim beyaz dünyam” sözü ile anlatılan göz, “beyaz dünyamın tek kıtası” sözüyle anlatılan ise göz bebeğidir. “Sana dokunacak tek biri var, o da hâr buluttan kar…” ile anlatılan ise Aşık Veysel’in Güzelliğin On Par’ etmez eserinde de gördüğümüz sevenin bakış açısı olmasa sevilenin bir anlamının olmayacağıdır. Şair kendi sözleriyle ifade etmeyi tercih etmiş. Aynı zamanda şairin Rast Gele şiirindeki dizenin aynısı olmakla birlikte diğer şiirlerindeki etkileri göstermiştir.
Bir yanıt yazın