Yazıma daha önce hiç hapis duvarlarına çizik attınız mı ya da hiç kutuplarda soğuğun altında bir gece mahsur kaldınız mı diyerek başlamak isterdim. Biliyorum ki bu yazı yalnızca “özgür” kişiler tarafından okunabilecek. Başka bildiğim bir şey ise, ideolojik kutup hapishanelerinin buzullardan daha soğuk olduğudur. Diyelim ki Antarktika’da mahsur kaldınız. Yeteri kadar kıyafetle soğukla baş edebilirsiniz; ancak ideolojik kutuplardan korunmak için, isterseniz magmaya inin, size yeterli gelmeyecek ve donmanıza sebep olacaktır.

İroniyi elden bırakmadan şunları söyleyebilirim ki, iki insanın karşıt fikirleri bir sohbet baloncuğu haline geldiği anda, birbirlerine soğuk bir hapishane mahkumu muamelesi yapması kaçınılmazdır. Hatta öyledir ki, “Sen o kadar üşümüşsün ki donuyorsun, bu da sana uyku yapıyor!” bile demeleri mümkündür.Karşı fikrin ideallerini bir hapishane duvarı misali görmek, karşı fikre sahip olanlar için adet meselesi haline gelmiştir. Günümüzde sokakta yapılan toplumsal anketlerin – buna güzel bir örnek, Dr. Emrah Safa Gürkan’ın “Ülkeye anket yapıyorum, Gazali mi İbn Rüşd mü diye soruyorum, o bile yüzde elli yüzde elli çıkıyor” demesidir – bile bu kadar kutuplu olması, birden fazla hapishane tipini ortaya çıkarıyor. A tipi, B tipi, C tipi bak ama D tipi böyle demişti, hayır F tipi en iyi… Seçin, beğenin. Herkes için bir kutup varken, bir de ele almamız gereken, bu kutuplar arasında kalmış, kafası karışık insanlardır. Bu insanlara apolitik denir. Apolitik olmak suç değildir. Her insan fikirsiz olabilir. Günün sonunda bir kutup seçmedikleri için, duvarlar arasında onlar ezilirler. Toplumun kutuplaşma üzerine kurulu bu yapısı, radikal olmadıkça medeniyeti geliştirecek ve mizah seviyesi daha yüksek bir toplum yaratacaktır deme isteğim, beni adeta kahkaha pornosuna itiyor.Gülerek fikirlerimi bir kutupta belirtiyorum. Biliyorum ki birisi çıkıp bu kelimelere, bu cümlelere de bir kutup atayacak. Oysa bildiğimiz iki kutup vardı: Güney ve Kuzey Kutbu…

Kutup soğuğu acımasızdır, evet ama sana “tarafını seçmek zorundasın!” demez. Ancak ideolojik kutuplar seni her daim kendi tarafına çekmek ister. Taraf tutmazsan yalnız kalırsın. Bağımsız kalırsan düşman kabul edilirsin. Oysa gerçekten özgür olmak istiyorsan hem buzullardan hem de kutuplardan uzaklaşman gerekir. Hapishaneden kaçmak bir şeydir, ama kutupların dışında nefes alabilmek başka bir şeydir. Çünkü gerçek özgürlük duvarların olmadığı yerde değil, duvarlara ihtiyacın olmadığı yerde başlar.

Ersan Yüksekkaya

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Biz Muamma,

Sanatın sınırsız dünyasında özgürce dolaşan, ifade biçimlerine kalıplar koymayan, düşünen ve üreten bir topluluğuz. Muamma, sanatın her dalına dokunarak yeni bakış açıları sunmayı, bağımsız ve özgün içerikler üretmeyi amaçlayan bir oluşumdur.

Bizim için sanat, sadece estetik bir olgu değil, aynı zamanda düşünceyi besleyen, sorgulatan ve dönüştüren bir güçtür. İşte bu yüzden, kendimizi tek bir tanımın içine hapsetmiyor, sanatın içinde özgürce var oluyoruz.

Bize Ulaşın!