Adal@

Bir gün mahkemeye çıkmak zorunda kalırsam, savunmamı önce Twitter’a yazacağım. Zira internet, günümüzde adaletin mahkemelerden önce görüldüğü yer. “Halkın vicdanı” denen kavram artık trend topic listelerinde şekilleniyor. Haklıysan beğeni alıyorsun, haksızsan linç. İşte, modern çağın dijital adalet terazisi!Eskiden insanlar hakkını aramak için mahkemeye giderdi. Şimdi ise Google’a, Reddit’e, Ekşi Sözlük’e yazıyorlar. Bir dava açmadan önce “Bu konuyu yaşayan var mı?” diye forumlarda aratmak farz oldu. Çünkü hukukun üstünlüğüne güvenmek yerine, YouTube yorumlarında gezen halk jürisinin görüşlerini almak daha cazip geliyor. “Abi bence suçlu.” diyen bir anonim hesap, kimi zaman hâkim kararından daha fazla etki yaratıyor.

Dijital Mahkemedeki; Klavye Savcıları, Retweet Hâkimleri

Gelin, modern adalet sisteminin işleyişine birlikte bakalım. Diyelim ki biriyle bir anlaşmazlığa düştünüz. Önce olayın kısa bir özetini yazıp Twitter’da paylaşıyorsunuz. Mümkünse mağdur edebiyatı yapın ve bolca dramatik ifade kullanın. “Arkadaşlar, inanılmaz bir haksızlığa uğradım!” diye başlayın. Ardından delilleri ekleyin: WhatsApp ekran görüntüleri, güvenlik kamerası kayıtları, ses kayıtları…Burada önemli bir ayrıntı var: Eğer mağdur konumundaysanız, kesinlikle “Adalet yerini bulsun!” diye bir çağrı yapmalısınız. İnsanlar bu çağrıyı paylaşır, yorum yapar, algoritmalar çalışır ve işin sonunda birileri istifa etmek zorunda kalabilir. Adalet, linçin yan ürünü haline gelir.Eğer suçlanan taraftaysanız, işiniz biraz daha zor. Öncelikle bot hesaplarla kendi lehinize yorumlar yazdırmanız gerekebilir. “Bence burada bir yanlış anlaşılma var…” tarzı ılımlı cümlelerle ortamı yumuşatabilirsiniz. Ama unutmayın, dijital mahkemelerde beraat zor. Algı, gerçeklerden önce gelir.

O Zaman Hukukun Güçsüzlüğü mü, Sosyal Medyanın Gücü mü?

Hukuk, tarafsız kanunlarla yönetilmesi gereken bir mekanizma. Ancak internetin adalet anlayışı, tarafsız değil, tamamen duygulara dayanıyor. Bir olay sosyal medyada ne kadar yankı bulursa, hukuki süreç de ona göre hızlanıyor. Medyanın gündemine düşmeyen davalar, raflarda tozlanmaya mahkûm. Birkaç bin retweet veya Instagram paylaşımı, bazen yıllarca sürecek bir davayı birkaç güne indirebiliyor.Ama burada bir paradoks var: Eğer gerçek adaletin sosyal medya baskısıyla sağlandığını kabul edersek, bu sistemin ne kadar sağlıklı olduğunu da sorgulamak zorundayız. Gerçekten suçlu olan biri, iyi bir manipülasyonla kendisini kahraman gibi gösterebilir. Ya da masum biri, linçin hedefi olup toplumsal infazla yok edilebilir.

Sonuç: @Adalet?

Peki, adalet artık gerçekten internette mi? Hâlâ mahkemelerden mi beklemeliyiz, yoksa sosyal medya gücüne mi teslim olmalıyız? Bu sorunun kesin bir cevabı yok. Ama bildiğimiz bir şey var: Klavyelerimiz, artık hukuk kitaplarından daha hızlı hüküm veriyor.Sonuç olarak, adaleti nerede ararsak arayalım, gerçek şu ki bir hashtag kadar güçlüyüz. Belki de yeni adalet sembolümüz, terazi değil, “@” işareti olmalı…

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Biz Muamma,

Sanatın sınırsız dünyasında özgürce dolaşan, ifade biçimlerine kalıplar koymayan, düşünen ve üreten bir topluluğuz. Muamma, sanatın her dalına dokunarak yeni bakış açıları sunmayı, bağımsız ve özgün içerikler üretmeyi amaçlayan bir oluşumdur.

Bizim için sanat, sadece estetik bir olgu değil, aynı zamanda düşünceyi besleyen, sorgulatan ve dönüştüren bir güçtür. İşte bu yüzden, kendimizi tek bir tanımın içine hapsetmiyor, sanatın içinde özgürce var oluyoruz.

Bize Ulaşın!