Adını bir kez söyledim, geri kalan her şeyi içimde fısıldadım.
Sen gideli ne kadar oldu bilmiyorum,
belki de hiç gelmedin.
Ama ben seni, sanki bir ömrü birlikte geçirmişiz gibi özlüyorum.
Zamanın içinden yürüyüp geçiyorsun hâlâ,
ayak izlerin yok, sesin yok,
ama ben her gece
boş duvarlara seni anlatıyorum.
Bir salıncağın ucunda asılı kaldı içimdeki çocuk,
ne ileri sallanabildi, ne geri dönebildi sana.
Sen hep bir hayalin en kenarında durdun,
bense o hayali gerçeğe çevirmek için
düşlerimi harcadım.
Bana hiç bakmadın,
ama ben bakmadığın her yerde seni gördüm.
Bir yüzün bile yoktu belki zihnimde,
ama gülüşünü ezberledim,
sadece bana hiç gülmemiş birinin gülüşünü.
Senin sessizliğinde büyüdü içimdeki yangın.
Bazen bir çığlık atmak istedim,
sadece senin duymayacağını bilerek.
Çünkü bilirdim,
sen duyarsan ben artık ben olamam.
Olvido,
ben seni beklemedim,
çünkü sen hiç geleceğini söylemedin.
Ama ben seni özledim,
hiç var olmamış birini özler gibi değil,
varlığı bende kalan bir hayali unutamamak gibi.
Bir yanıt yazın