Bir taş eksik olunca medeniyet çöker
Gecenin alnındadır suskun şehirler…
Bin yıldır iz taşıyan her duvar, yer
Bir türküyü tutar da içinden söker.
Kervanlar dinmiş, yankı sönmüş avluda,
Mabetler yetim kalmış her duada
Sönmüş kandiller gibi durur duvarda
Kimi zaman bi nar ki düşer ovada.
Sancak savrulurdu bu dağ başında…
Bir cümle yarım kalmış Yusuf yaşında-
Ve bir dağ bekleyende, yöremin kuyu başında.
Kökü dağda olan öyle kolay kırılmaz
Susmuş nehir konuşur, taş sabrı anlar,
sızar bin yıl önceden bir ağaç, bir nar-
Bir çocuk düş görürken şark yıldızında
bir yiğit inşa eder aklı sabrında
bir bakış yakardı geceyi yazında.
Gökyüzü yetim kaldı, taşına kazıdım.
Yorgun ataş gibi zamana sızdım
Unutulanı, küllerinden aradım…

Bir yanıt yazın