Yoruluyorum…çok yoruluyorum.. bedenim ruhuma dar geliyor. Ben bu çağın kadını değilim portuga. İnsanlar yürüyorlar ve gidiyorlar. Ben ilerlediğimi sanıyorum ..ilerliyorum ama geriye. Eskimiş bir avizeye bakıyorum. Öyle güzel ışık saçıyordu ki eskiden. Tozunu aldıkça eskiliğini yitiriyor. Buram buram kokan o toz siniyor ciğerlerime. Yine aydınlatmıyor. Artık eski görüntüsü gibi de güzel değil. Ne geçti elime? Sadece güzelleştirmek istemiştim. Belki de her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği o yerdeyim yine. Sahi en son ne zaman mutluluktan ağlamıştım. Güçlü kalmak zorunda oluşumun kaçıncı senaryosunu yaşıyorum yine. Bilmem saymadım ki. Alt tarafı bir kaç kitap okuyup çiçek toplayıp mutlu olacaktım mutlu edecektim sevdiklerimi. Gözüm o avizeye dalıp gitmeyecekti. İçime sinen o tozda boğuldum. Şimdi ellerimde o eski cam parçaları, yansımamla irkiliyorum. Gözlerinin içi gülen kadın …hala orda mısın. Lütfen orda ol. Kendimi arıyorum zaten, birde gülümsememi kaybettiysem ne acı. Ne kadar tanıdık o toz kokusu. Ne kadar acı bir tat bıraktı yüreğimde. Sanırım çiçek ekeceğim avizeye . Belki ışığı yok ama kokusu olur. Ah ben…ah bu ben… yoruldum diyorum yine de vazgeçmiyorum. Ben uslanmazım biliyorum. Bildiğim tek şeyde bu zaten..
Bir yanıt yazın