-
Okumaya Devam Et→: Adal@
Bir gün mahkemeye çıkmak zorunda kalırsam, savunmamı önce Twitter’a yazacağım. Zira internet, günümüzde adaletin mahkemelerden önce görüldüğü yer. “Halkın vicdanı” denen kavram artık trend topic listelerinde şekilleniyor. Haklıysan beğeni alıyorsun, haksızsan linç. İşte, modern çağın dijital adalet terazisi!Eskiden insanlar hakkını aramak için mahkemeye giderdi. Şimdi ise Google’a, Reddit’e, Ekşi Sözlük’e…
-
Okumaya Devam Et→: Denizlerin Gazabı Tablo İncelemesi
Sanatçı: Ivan Aivazovsky Ivan Aivazovsky (1817-1900), 19. yüzyılın en önemli deniz ressamlarından biridir ve özellikle fırtınalı deniz sahneleriyle tanınır. Sanatçının eserleri, suyun hareketini, ışığın oyunu ve doğanın yüceliğini olağanüstü bir şekilde yansıtır. Bu tabloda, dev dalgalar arasında bir grup insanın küçük bir sandalla hayatta kalmaya çalıştığını görüyoruz. Gökyüzü kasvetli ve…
-
Okumaya Devam Et→: Düşüncesiz Balık
Neyden kaçıyorsun? Sevmediğin sokaklardan mı geçiyorsun? Kendinden uzaklaşıyorsun. Bazı duyguların seni yiyip bitirdiğini düşünüp duruyorsun. Bir zaman dilimine sıkışıp kalıyorsun. Birinin seni bulmasını istiyorsun, birini bulmak istiyorsun, seni kurtaracak birini arıyorsun. Bu dünyayı unutturacak biri…Uçuk olduğunu biliyorsun ama istemeden edemiyorsun. Hissetmek istiyorsun, aitlik nedir bilmek istiyorsun. Körü körüne birilerine bağlanmaya…
-
Okumaya Devam Et→: YOK OLUŞSAL SANCILAR
Sevgili Hiçkimse,Bu mektubu sana yazıyorum, çünkü adını bile bilmediğim birine anlatmak, içimdeki sancıyı kendimden bile gizlemekten daha az acıtıyor.İnsanlar diyorlar ki: “Zamanla geçer.” Oysa bilmiyorlar, bazı şeyler geçmez, sadece şekil değiştirir. Yara kabuk bağlasa bile içinde irin birikir. Ve ben, içimde sakladığım bu irinle, her geçen gün biraz daha ağırlaşıyorum.Birine…
-
Okumaya Devam Et→: Günah
Saatler zamanı göstermeye mahkumduZamanın huzursuzca takip edildiği dünyadaYelkovandan daha uzağa bakıyordu insanOysa Bakışlar mazlum, yetim ve sahiplenilesi olmalıydıArtık herkes renksiz bir surataVe akabindeBoş bir bakışa mankenlik yapıyorÇünkü öğretilen korku ve azaptan başka bir şey değilZalimin masum kaldığı bir ihanet bu!Masumun çocuksallaştığı zalimlerin dilinde bir fıkraŞimdi ben kime hesap sormalıyım diyor…
-
Okumaya Devam Et→: *Sunturlu* Durak
Öyle anların içinde bulunuruz ki bazen, saatlerce bir noktayı izler dururuz. Belki bir tavanı seyrederken belki de otobüs durağında kuru yapraklı ağaçlara bakarken..hayat işte tam olarak bazen böyle.. içinde olduğum bu durum, hissettiğim bu şeyin adı tam olarak nedir? bilemiyorum…bu zamana kadar yaşadığım her şey bir öncekine hiç benzemiyor, ve…
-
Okumaya Devam Et→: Ya hep ya hiç
“İnsanın sevilebilmesi için kendisi gibi olmaması gerekiyormuş..”Bunu anladığım zaman biraz geç kalmıştım, insan bazen bazı şeylere geç kalabiliyor-muş..Yaşayarak insan..öğreniyor..Yetişemiyorum şimdi birçok şeye, yetişemediğim bu hayata geç kalıyorum. Hakikatten ne zaman böyle hisseder insan? Heyecanla yürüdüğüm o yolların sonu yokken bir sona geldiğimi hissediyorum şimdilerde..Kendimi bunca vakit bir şeylerin güzel olacağına,…
-
Okumaya Devam Et→: Kimsesiz Duvar
Duvarlardaki çıkıntılı izler gibiyim geçmişi anımsatan.Bazen gecenin hüznüne sığınılan..Acıya ve gözyaşlarına şahit bir duvar köşesiyim..Acının ve gözyaşının ta kendisiyim bazı geceler..Sığınabileceğim bir tek duvarlarım var benim,Korktuğum vakitler güvende hissedebileceğim,ağladığımda bana destek olabilen, mutluluğumu sakındığım duvarlarım..Hüznüme sığınak olan duvarlarımŞimdilerde tek tek yıkıldığını hissediyorum,Anladım ki bana verilen tuğlalarla duvar inşa etmişim kendime,…
-
Okumaya Devam Et→: Keşkeler Dehlizi
Kabul ediyorum.. hatalarım oldu, yanlışlarım oldu, pişmanlıklarım ve keşkelerim..yenilgilerimde oldu, galibiyetlerimde.. ama şimdi geriye dönüp baktığımda hiçbirinden eser kalmadığını görüyorum. Bu hayatın bize sunmuş olduğu kaçıncı evre emin değilim…emin olduğum şeylerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor, şimdi bu satırları yazarken bile ellerim kararsızlıkla dolaşıyor harflerin üzerinde. Bir cümle bitiyor diğerine…
-
Okumaya Devam Et→: TO DO OR NOT TO DO
Aslına bakarsanız yazacak pek bir şeyim yok şu sıralar. İkilemeler arasında gidip geliyor düşüncelerim, bir şeyi yapmak ile yapmamak arasında çok ince olan o ipi duymuşsunuzdur. O ipi fazlasıyla sarsak adımlarla geçiyorum.. soruların birçoğu kendime bu sefer, istiyor muyum yoksa istemiyor mu? yapmak yapmamaktan daha mı iyi? bahaneler ardına sığınarak…